İnternet son otuz yılımıza etki eden, dönüştüren bir buluş olarak ortaya çıkmıştır. İlk başlarda iki bilgisayar arasındaki iletişimi sağlamayla başlayan süreç, zaman içerisinde ağ bağlantılarıyla gelişimini sürdürmüştür. Üniversite bünyesinden çıkarak dünyaya yayılmış ve sonunda World Wide Web’e evrilmiştir. İnternetin ulaşamadığı yerlere ise ücretsiz internet sloganıyla hava destekli internet götürme çabaları devam etmekte ve internet ağının bütün dünyayı sarması hedeflenmekte.

Screenshot_2018-04-12-21-37-24-1.png

İnternet başlangıçta devlet, üniversite ve şirketler gibi kullanıcılardan dolayı daha çok kurumsal içerik barındıran bir mecra idi. İnternetle birlikte var olan sanal alem ki televizyon sanal alemin ilk temsilcisi kabul edilebilir ama televizyon için kullanıcılar daha çok izleyici pozisyonunda pasif durumdaydılar. İnternetin ilerleyen dönemlerinde kişisel sayfaların ortaya çıkması ile izleyici pozisyonunda olan insanlar artık sanal alemde birer katılımcı ve içerik üretici haline geldiler. Hayatlarına giren facebook vb. kişisel sayfalarında insanlar, yediklerini içtiklerini ve birçok aktivitelerini internete/sanal aleme aktarmaya başladılar.

İnternetin ilerlemesini tekrardan ele alırsak başlangıçta üniversite ve devlet kurumlarının bünyesindeydi. Gelişen teknoloji ile internet kişisel bilgisayarlar vasıtasıyla evlerimize girdi. Bu kadarı ile de kalınmadı ve bir adım daha ilerleyerek akıllı telefonlarla elimize kadar geldi.

Şimdiki yeni hedef ise insan beyni. Mind uploading fikri ile kendisini tamamen sanal aleme aktarma. Bu hedefin arkasındaki temel motivasyon insanın ölümlü olması ve ölümü yenme düşüncesidir. Bu sebeple yaşadığımız dünyadan başka bir diyara deyim yerindeyse ölümsüz diyara/sanal dünyaya göç edilmesi fikri empoze edilmekte ve sahte bir cennet hazırlanmakta insanlık için. Ölümün, hastalığın olmadığı, iki satte kaleler fetheden bir komutan olunabilen her duygunun sahtesiyle karşılanabildiği bir diyar sunulmakta.

Sanal alem bilindiği üzere ağlar üzerine kuruludur. Zaten ağ kelimesi Worl Wide Web kelimesinde de geçmektedir. Ağ kelimesi ve yurt/diyar edinme bağlantısı aklımıza Ankebut Sure’sinden bir ayeti getirmekte.

“Allah’ın dışında başka veliler edinenlerin örneği, kendine ev edinen örümcek örneğine benzer. Gerçek şu ki evlerin en dayanıksız olanı örümcek evidir; bir bilselerdi.”

Ankebut Suresi-41

Ayetin anlam tabakalarından bir tanesi de bu duruma işaret etmekte. Allah’ın verdiğini beğenmeme ve başka veliler edinme sonucu kendine ağlarla bir ev/yurt kurmaya çalışma. Sanal aleme yapılan eylemler, gidilen görülen manzaralar, diller, makaleler yani dünyamıza ait ne varsa yüklenmekte. Bu yüklemeleri şahıs bazinda ele alırsak işinize ait bilgiler, fotoğraflarınız bir manada anılarınız, not aldığınız fikirleriniz vb bütün bilgileri internete yüklüyorsunuz ve bir gün kazara telefonunuz bozulduğunda bu kişisel bir kıyamete dönüşüyor. Geçmişe dönük bilgileriniz bir anda yok oluyor. Telefonunuzda ne kadar şahsi bilgi yüklüyse o kadar çok şey kaybediyorsunuz. Buna önlem olarak bulut teknolojisi geliştirildi fakat yine sanal alemin içerisindeki bir teknoloji bulut sistemi.

Bu ihtimal pek dikkate alınmamakta ve yüklemeler yapılmaya devam edilmektedir. Diller de bu şekilde yüklenmekte ve artık unutulan dil olmayacağı tezi ortaya atılmakta. Bu davranış insanların gözünde internete/sanal aleme bir nevi Nuh(a.s)’ın gemisi gibi davranılmakta ve fiziksel dünyanın felaketinden/ölümünden bir alt aleme düşerek kurtulma peşindeler.

Belki birçok filmde gördüğümüz sahne gibi örneğin Matrix filmindeki gibi fiziksel bedenleri kablolar vasıtasıyla sanal alemde yaşayacak. Lakin her ne olursa olsun sanal alemde bir yönüyle fiziksel aleme bağlıdır. Depolama aygıtları ve bilgisayarlar gibi ve fiziksel alem yok olmaya matuf. Bu sebeple bir kaza yahut başka bir felaket sonucu sanal alemde zarar görebilir/yok olabilir. Her ne kadar Nuh’un gemisi gibi davranılsa da sonu Titanik gibi olabilir sanal alemin. Zaten ayette de bahsedildiği üzere en dayanıksız ev vurgusu geçmekte.

Sanal Alem/Yurt” için 4 yorum

  1. Buluta yükleme sistemi enteresan bir sistem. Bulut isminin seçilmesini de önemli buluyorum. Anılarınızı, hatıralarınızı kısacası hayatınızı bu sısteme yüklüyorsunuz, yıllar sonra silinip yok olma tehlikesi olduğu gibi sanki ağır bir imtihan unsuru olarak karşınıza çıkma ihtimali de olabilir. Peygamber Efendimiz (sav)’in bulut ile ilgili bir hadisini burada hatırlatmak isterim;

    Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ufuk-ı semada bir bulut belirtisi gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu duayı okurdu: “Allah’ım, bunun şerrinden sana sığınırım.” Yağmur başlarsa: “Allah’ım, boI yağmur, faydalı yağmur (ver)” derdi.”

    Kaleminize sağlık.

    Beğen

  2. Peki Mehdi’nin başı üzerinde bir bulut olacak haberi bunlardan farklı bir duruma işaret etmiyor mu? Bu arada yazı ufuk açıcı tepitler içeriyor. Önemli bir kaç nokta dikkatimi çekti. Tebrik ediyorumi

    Beğen

  3. Berk bey;
    Öncelikle bütün yazar ve okuyucularımızın miraç kandilini tebrik ediyorum. Ilk düşüncemiz Hud(as)’ın kavmine gelen elem dolu bulut(aridan kelimesi geçiyor ayette) kelimesinin çağrışımı ile bu şekilde düşünmüştük. Bulut olayına da AI ve Friendly AI şeklinde mi bakmak gerekir?

    Beğen

    1. Ben de sizin miraç kandilinizi tebrik ederim. sorunuzun cevabını hiç bilmiyorum. sadece provakatif bir soru olarak sordum. yani başka türlü de düşünülebilir mi? gözlük taktığımız gibi, biri de bir çeşit bulut bağlantılı bir şey kullanabilir mi? malumunuz yapay zeka; en ileri bir teknolojik ürün; bunun dahi hayırlı olanı ve deccali olanına karşılık verebilecek olanı olabilir mi diye düşünülebiliyor. Düşünmeye değer bence… tabii yanlış yönlendirilmiş olmayın, olmaya da bilir. sadece aklımızın bir yerinde olması iyi olur gibime geliyor.

      Beğen

Ömer Tahir Karahanlı için bir cevap yazın Cevabı iptal et